Tasarımı Kaydet  Kapat

ASIL BUNA İMZA ATIYORUZ

ASIL BUNA İMZA ATIYORUZ

ASIL BUNA İMZA ATIYORUZ

 

Ayşenur Aslan ve onun ideolojisinin altına imza atan kadınlara ithaf olunur!

 

Sizlerin de artık kabul ettiği ve belirttiği gibi herkesin istediği ideolojiyi tercih etme ve yaşama özgürlüğüne sahip olduğu  ortak noktasından  söze başlayalım.. Kanaatimizce sizin ideoloji olarak gördüğünüz ancak bizim inanç olarak yaşadığımız İslamın kadınlarla ilgili bazı uygulamalarını okumuş  ancak anlamaya çalışmamış, sadece tek taraflı  bakarak  hayatın büyük resmini gözden kaçırmışsınız..

Kadnın yeri kocanın arkasıdır klişesinden başlayalım..Aslında  anlamı muğllak olan bu cümleyle  öyle anlıyoruz ki  aynı konuşmanızın ilerleyen kısımlarında söylediğiniz  ‘kocanın  dediklerini dinlemek  zorundasın ‘ düşüncesini ifade etmeye çalışıyorsunuz..Öncelikle sadece inancını yaşamak isteyen  kadınlar  değil, evlilik bağıyla bağlanmış tüm kadınlar ve erkekler  kadının ve erkeğin yerinin eşlerinin yanı olduğuna imza atarlar..  Kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki unsurdur..İslam bize bunu öğretir..Biri diğerinin arakasında değil, birbirini tamamlayan eşler..Ve yine inancımız bize güzel olan, doğru olan , bize hakikati söyleyen her sözü dinlememizi ve hayatımıza katmamızı öğütler..Bu sözleri söyleyen ister eş olsun, ister anne-baba  isterse de  dostlar..Ancak İslam bize  kötü olan ve bizi yanlışa  sürükleyecek olan her söze karşı direnmeyi, kim olursa olsun asla itaat etmemeyi emreder!!!Ne eş, ne ana baba ne de herhangi bir ideoloji müslüman kadına yanlışta boyun eğdiremez...Bu bağlamda biz dindar kadınlar her şeyden ve herkesten önce Allah’ a bağlıyız..Miras konusu ise İslamın  yaşandığı ve hukuken de uygulandığı toplumlarda son derece adildir , lütfen bağlamından koparmayınız! !! İslam hukukukunda bu miras payları son derce detaylı bir şekilde bizzat ayetlerle sabitlenmiştir.. Buradaki düzenlemelerin temelinde ise kadının hiçbir zaman çalışmaya mecbur edilmemesi, kendisinin ve çocuklarının  tüm ihtiyaçlarının  eş tarafından eksiksiz karşılanmak zorunda olduğu, erkeklerin islam  tarafından bu mali yükümlülüklerden sorumlu tutulması  gerçeği yatar. Kadın dilerse çalışır, kazandığını, mirasını dilediği gibi harcar, asla kendisiyle, eviyle  veya çocuklarıyla ilgili mali bir sorumluluğu yoktur.. Eleştirirken bilimsel davranmanızı  öneriyor, eleştirdiğiniz şeyin bizzat Allah’ın sözü olduğunu size hatırlatıyoruz. Yok eğer Kur’an-ı Kerim benim inandığım bir kitap değildir diyorsanız, elbette bu tercihinizde de özgürsünüz..

 ‘Annelik ve çocuk doğurmak zorunda olmak’ ifadenize gelince..Buna ne söyleyebiliriz ki..Bütün kadınların hayali, bütün toplumların  ve ülkelerin ideali –en azından gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için konuşalım-  olan  anne olmak, çocuk doğurmak, ailenin korunması  ve gelişmesi  konusunda tüm dünya  neslini korumak ve devam ettirmek için bukadar yoğun çalışıyor, politikalar üretiyor ve büyük kaynaklar  ayırıyorken..  Ayrıca,  kadının annelik rolunu küçümsemek gelecek nesle ama ençok ta hemcins modeline sağlıklı bir psikolojik gelişim için ihtiyaç duyan kız çocuklarına zarar verecektir. Bunu farkettiği için batı toplumu anne olan kadınlara hayatın her alanında, işte kolaylıklar sağlayan birtakım pozitif ayrımcılık politikaları uygulamaktadır..Lütfen çağdaşlarınız kadar sizden sonra gelecek kadın neslini de göz önüne alınız, erkeksi ihtiraslarla bezenmiş kadın tiplemelerini çizip idealize ederken..

İnsan nesli ve toplumlar için bir güvence , Allah’ tan bir merhamet, bir lütuf olan  annelik ve çocuklara sonuna kadar  evet..evet..evet!!!