1964-1997
GENEL HATLARIYLA BAŞÖRTÜSÜ TARİHÇESİ
Başörtüsü, yakın tarihimizde sorun haline getirilmiş, bir türlü de çözümlenmemiş bir konu. Bu konuda pek çok tartışma yapıldı. Farklı yorumlar getirildi, yasağı ortadan kaldırmaya yönelik kanunlar yönetmelikler çıkartıldı, bunu engelleyen fiili uygulamalar yargı kararları ile desteklendi. Ancak üniversite ve kamu kuruluşlarında başörtüsünün yasaklanması, “başörtülü kadınlar ve onların hak taleplerini ortadan kaldıramadığından, konu kamuoyunun gündeminden hiç inmedi. Sadece “bir ileri bir geri, aç kapa, aç kapa” komutuna dönüştü.
Bu nedenle başörtüsü nedeniyle gerçekleşen hak ihlallerini kayda geçirmeye yönelik Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) adına gerçekleştirilen “Kronoloji” çalışmamızın ilk bölümünü, 1964 - 1997 yılları arasındaki uygulama ve mevzuat değişiklikleri oluşturmaktadır.· Daha sonraki yıllar da yaşanlar ise “1997 / 28 şubat süreci ve genel olarak yaşananlar”, 1998 – 2004, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait “Başörtülü Kadınlara Karşı Gerçekleştirilen Ayrımcı Uygulamalardan Örnekler ” şeklinde bilgilerinize sunulmaktadır.
1964
Gülsen Ataseven İstanbul Üniversitesi tıp fakültesinde başını örtmeye başladı. Okulu birincilikle bitirdi. Mezuniyet töreninde geleneksel olarak birincilikle bitiren öğrencinin konuşma yaptığı halde konuşmasına izin verilmedi, konuşma okul ikincisine yaptırıldı.
(Emre Aköz / Nevzat Atal, Sabah Gazetesi, 22.12.2004)
1965
Şule Yüksel Şenler, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın “sokaklarda kapalı hanımların öncüleri cezalarını göreceklerdir” beyanatı üzerine, Yeni istiklal Gazetesinde “Cumhurbaşkanı Allahtan ve milletten özür dilemelidir” şeklinde yazı yazdı. 9 ay hapisle cezalandırıldı. Cumhurbaşkanı iki ay sonra cezasını affetti. Ancak Şule Yüksel Şenler affı kabul etmeyerek yedi aylık hapis cezasını çekti.
(Emre Aköz / Nevzat Atal, Sabah Gazetesi, 22.12.2004)
Şubat 1968
Hatice Babacan, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden başörtüsü ile derse girdiği için ihraç edildi.
16 Nisan 1968
Ankara Üniversitesi ilahiyat fakültesindeki 50-60 öğrenci, iki başörtülü öğrencinin okuldan atılmasını protesto etmek için dersleri boykot etti
(Milliyet Gazetesi)
28 Nisan 1968
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Hüseyin Yurtaydın, dekanlık ve öğretim üyeliğinde istifa etti.
(Cumhuriyet Gazetesi)
30 Nisan 1968
Ankara Üniversitesi yönetim kurulu, ilahiyat fakültesinin 31 Mayıs akşamına kadar geçici olarak tatiline, görevi ile öğretim üyeliğinden istifa eden Dekan Prof. Dr. Hüseyin Yurtaydın’ın isteğinin ise kabul edilmemesine karar verdi
(Milliyet Gazetesi)
29 Mart 1973
Ankara Barosu disiplin kurulu avukatlarından Emine Aykenar, başörtülü olduğu için barodan ihraç edildi.
23 Ekim 1977
İzmit Kız İmam Hatip okulunda 215 kız öğrenci hakkında, derslere başörtülü girdikleri için disiplin soruşturması açıldı.
(Yeni Devir gazetesi)
12 Eylül 1980
Türk Silahlı Kuvvetleri, emir komuta zinciri içinde askeri ihtilal gerçekleştirdi. Bu müdahale ile 6. Demirel hükümeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi feshedildi, sendika ve derneklerin faaliyetleri durduruldu ve genel sıkıyönetim ilan edildi. 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı. Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürdü.12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.
30 Aralık 1980
Diyanet İşleri Yüksek Kurul Başkanlığı, talep üzerine imam hatip liselerinde okuyan kız öğrencilerin kıyafetleri hakkında kararını açıkladı. Kararda, “Müslüman hanımlar başlarının örtmeleri, vücutlarını el, yüz ve ayaklar dışarıda kalan kısımlarını, ararlarında dinen evlenme caiz olan yabancı erkekler yanında açık durmamaları, bazı çevrelerce sanıldığı gibi belli bir zümrenin sonradan ortaya çıkardığı bir adet veya işaret değil, İslam Dinin bir hükmüdür. Bu hususu yukarıda delilleriyle açıklanmıştır. Bu emirlerin bir gereği olarak kadınların örtülmesi milletimizin de bir örfü haline gelmiştir”. demiştir. Sonuç kısmında ise, “imam hatip liseleri yönetmeliğinde, dinimizin Müslüman kadınların örtünmeyle ilgili hükümlerine aykırı, Anayasamızın tanıdığı kişinin temel hak ve hürriyetlerini zedeleyici ve sözü edilen okulların yönetim eğitim ve öğretim faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyici nitelikteki hükümlerinin yer almasının uygun olmayacağı mütealası verildi.
(Karar no 77)
22 Temmuz 1981
‘Başbakan Bülent Ulusu başkanlığında Bakanlar Kurulu “Milli Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik” kabul etti. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yüksekokul öğrencileri için yönetmelik “a) Kız öğrenciler: Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade, ayakkabılar ve çizmeler sade ve normal topuklu, baş açık saçlar düzgün taranmış, ve toplanmış olacak, kurum içinde baş örtülmeyecek.b) Erkek öğrenciler: Elbiseler ve ayakkabılar temiz, düzgün olacak, kurum içinde baş açık bulunacak, aşırı derecede favori ve saç uzatılmayacak, sakal bırakılmayacak, bıyık varsa temiz, taranmış ve dudak kenarını taşmayacak şekilde kesilecektir. Kravat takılacaktır. Sıcak mevsimde sadece gömlek ve soğuk mevsimde ceket altına kapalı yakalı kazak giyilebilecektir.” şeklindeydi. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yüksek okul öğrencileri, yönetmelik kapsamına alınmıştır.
(RG: 07.12.1981, s.17537)
4 Kasım 1981
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nu kabul edildi. Kanunda kılık kıyafetle ilgili bir norm bulunmamaktaydı.
(RG: 06.11.1981, s.17506)
16 Temmuz 1982
“Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik” yürürlüğe girdi. Kadın ve erkek memurların başlarının açık olacağına ilişkin hükümleri de içeren ancak kıyafeti topuk, favori ve tırnak boyuna kadar düzenleyen yönetmeliğin kapsam ve amacının kılık kıyafette tek tipleştiren ve tüm kamu personeli için sivil üniforma belirlemekti.
(RG: 25.10.1982, 17849 sayılı)
26 Kasım 1982
22.07.1981 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı ve Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık ve Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelikte değişiklik yapıldı. Bu değişiklikle yönetmelikten ilk metinde yer alan “yüksek okullar” ifadesi çıkartıldı. 21. maddede yapılan değişiklik üzerine madde metni “(b)u yönetmelik hükümleri ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullar için daha önceki yönetmeliklerde giyimle ilgili olarak getirilmiş olan hükümlerin yerine geçer” şeklini aldı. Bu suretle üniversite öğrencileri yönetmelik kapsamı dışına çıkartıldı.
(RG: 24 Aralık 1982 ve 17908 sayılı )
30 Aralık 1982
Yükseköğretim Kurulu “çağdaş kıyafet” zorunluluğu öngören kılık kıyafet genelgesi yayınladı. Genelge ile, “a. Yükseköğretim kurumlarında bulunan bilumum görevli ve öğrencilerin Atatürk devrim ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılığa kaçmayacak şekilde sade bir kılık kıyafetle bulunmaları esastır. b. Yabancı uyruklu öğrenciler de dahil olmak üzere, bütün kız ve erkek öğrencilerin, elbise, gömlek ve ayakkabıları temiz, düzgün ve sade olacak; başı açık olacak ve kurum içinde baş örtmeyecektir.” hükmü getirdi. Bu tarihten itibaren bazı üniversitelerde öğrenciler başlarını örttükleri için okula alınmazken, bazı üniversitelerde disiplin cezaları verildi. Bir kısmında ise öğrenciler eğitimlerine sorunsuz olarak devam ettiler.
(YÖK. N: 7327)
10 Mayıs 1984
Yükseköğretim Kurumu “öğrencilerin modern bir şekilde türban kullanabileceklerini öngören bir genelge yayımlayarak “üniversite rektörlerine duyurdu. Genelgede; “20 Aralık 1982 tarihli genelge ile ilgili olarak yapılan görüşmelerde, yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören kız öğrencilerin başlarının açık olması esası yar almış olmasına rağmen, bazı yükseköğretim kurumlarında, sayıları az da olsa bazı kız öğrencilerin müessese içinde başörtüsü kullandıkları konusu üzerinde durarak bu durumun etkin bir surette önlenmesi gerektiği; ancak modern bir şekilde ‘türban’ kullanılabileceği görüşü çoğunlukla benimsendi.” ifadelerine yer verildi. Bu suretle üniversitelerde kısmi başörtüsü “türban” serbest oldu.
(YÖK. N: 84.15.527)
10 Ekim 1984
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, diploma ve her türlü belgeye yapıştırılacak fotoğrafların “tanınmalarını engellemeyecek bir biçimde olmak koşulu ile türbanlı olabileceğini” üniversitelere bildirdi.
(Mustafa Altıntaş, YÖK ve Hukuk, Eğitimsen Yayınları, Ankara 2002, s.80)
13 Mart 1985
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği yürürlüğe kondu. Yönetmelikte kılık kıyafet konusunda herhangi disiplin cezası öngörülmedi.
(RG:13.01.1985, s: 18634)
Ocak 1987
Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne 7/h bendi ekledi. Yönetmeliğin 7/h bendiyle, “Yükseköğretim Kurumlarının dershane, laboratuar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünüm dışındaki bir kıyafet ve görünümde bulunmak“ yasaklandı. Bu yasağa aykırı hareket edenler için, "kınama disiplin cezasını" verilmesi öngörüldü.
(RG: 08.01.1987, s.19335)
3 Aralık 1987
Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği 7/h fıkrasına ek yaptı. Yönetmeliğin yeni 7/h bendi: "Yüksek öğretim kurumlarının dershane, laboratuar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak (Dini inanç nedeniyle boyun ve saçlar, örtü veya türbanla kapatılabilir)" şeklinde oldu.
16 Kasım 1988
Anavatan Partisi’nin teklifi ile 3503 sayı yasayla 2547 sayılı yasaya eklenen Ek 16. Madde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Meclis tarafından kabul edilen Ek 16. madde: "Anayasa’nın 174. maddesinde yer alan inkılap kanunlarına aykırı olmamak kaydıyla, Yüksek Öğrenim kurumlarında öğretim elemanı ile öğrenciler için kılık kıyafet serbesttir. Bu konu ile ilgili olarak kişi veya kurumlarca sınırlayıcı işlem yapılamaz, karar alınamaz.” şeklindeydi.
(2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Bir Ek Üç Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun)
01 Aralık 1988
Cumhurbaşkanı Kenan Evren Ek 16. maddeyi imzalamadı. Anayasa’nın 89. maddesi uyarınca yasa bir kez daha görüşülmek üzere Meclise geri gönderdi. Yasa kanunlaşmadı.
(TBMM Tutanak Dergisi, C:18,1989, TBMM Basımevi Ankara, s.286-291.
10 Aralık 1988
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 3511 sayılı kanunla yeni Ek:16. maddeyi kabul etti. Yeni Ek 16. madde: "Yükseköğretim kurumlarında dershane, laboratuar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir.” ifadelerini taşımaktaydı. Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan bu kanun Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
(RG:27.12.1988, s.20032)
27–28 Mayıs 1989
Türkiye Barolar Birliği, 20. Olağan Genel Kurul toplantısında meslek kurallarını değiştirdi. “Avukatların mahkemelerde başlarının açık” olarak görev yapacaklarını ifade etti. Meslek kurallarının 20. maddesi; “Avukatlar ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara Türkiye Barolar Birliğince şekli saptanmış cübbe ile temiz bir kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar” şeklindeydi.
07 Temmuz 1989
Danıştay 8. Dairesi, “7/h-fıkrasının parantez içindeki, (Dini inanç nedeniyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir)” ifadesini iptal eden bir karar verdi.
04 Ocak 1989
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, yürürlüğe giren Ek 16. maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
7 Mart 1989
Anayasa Mahkemesi, Ek 16. maddenin "dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir.” diyen ikinci cümlesini iptal etti.
(E. 1989/1 E., 1989/12 K, RG: 05.07.1989 tarih, 20216 sayı)
20 Aralık 1989
Yükseköğretim Kurulu Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. "Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin değişik 7. Maddesinin (h) fıkrası yürürlükten kaldırıldı”. Yeni düzenleme sonucu, artık kılık kıyafet disiplin yönetmeliğinde yer almamaktaydı.
(RG: 28.12.1989, s.20386)
25 Ekim 1990
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 3670 sayılı yasayla, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na Ek 17. Maddeyi ekledi. Ek 17. madde: “Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile Yüksek Öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir.” demekteydi.
(RG: 28 Ekim 1990 tarih, 20679 sayı)
25 Ekim 1990
Kılık kıyafet nedeniyle tesis edilen disiplin cezalarının öğrencilerin sicillerinden silinmesine ilişkin 3670 Sayılı Kanun kabul edildi. Geçici 1. madde: “Bu kanun yürürlüğe girmeden önce Yükseköğretim Kurumlarında kılık kıyafet ile ilgili olarak verilmiş her türlü disiplin cezaları bütün hüküm ve sonuçları ile birlikte ortadan kalkar”. hükmünü içermektedir.
3 Aralık 1990
SHP(Sosyal Demokrat Halkçı Parti) Ek 17. maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine müracaat etti.
9 Nisan 1991
Anayasa Mahkemesi Ek 17. maddenin iptal talebini reddetti. Ek 17. madde yürürlükte kaldı.
(1990/36E, 1991/8 K., RG: 31.07.1991, s.20946)
3 Şubat 1993
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı “Tesettür” konulu kararında daha önceki kararını tekrarladı. “1) Gerek erkeklerin ve gerekse kadınların gözlerini haramdan korumaları, 2) Kadınların, vücudun el, yüz ve ayakları dışında kalan kısımlarını, aralarında dinen evlilik caiz olan erkekler yanında, vücut hatlarını ve rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise (örtü) ile örtmeleri, 3) Başörtülerini, saçlarını, başlarını, boyun ve gerdanlarını iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmaları, dinimizin; Kitab, sünnet ve İslâm alimlerinin üzerine salmaları, dinimizin; Kitab, sünnet ve İslâm alimlerinin ittifakı ile sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları dini bir vecîbedir” ifadelerine yer verdi.
(Karar no: 6)
1 Mayıs 1994
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hemşirelik bölümünde okuyan 53 öğrenci başörtülü oldukları gerekçesiyle pratik derslere alınmadı.
9 Haziran 1995
Yükseköğretim Kanunu’nun Ek Madde 23 maddesi yürürlüğe girdi. Madde “Yükseköğretim kurumlarında pratik, uygulamalı dersler ve staj; öğrencinin tercih edeceği ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara muadil özel kuruluşlarda yapılabilir. Bu süre zarfında öğrenci Yükseköğretim kurumları öğrenci disiplin kurallarına tabidir. ” hükmü ile kendi okullarında sorun yaşayan öğrencilerin farklı kurumlarında eğitimlerine devam etmelerine imkan tanıdı.
(N: 4111/2)
24 Ekim 1996
Hacette Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Yavuz Renda, Tıp Fakültesi’nin tüm bölümlerindeki tüm birimlerde genelge ile başörtüsü kullanımını yasakladı.
19 Kasım 1996
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda hakların geri verileceği umuduyla 2. sınıf vizelerine giren başörtülü öğrenciler sınıftan atıldı.
(Akit Gazetesi)
24 Mart 1996
Ziraat mühendisi olan Aysel Şen, öğretmen olabilmek için formasyon eğitimine başladı. Ancak staj yapmak için geldiği Bursa Necati Bey Kızmeslek Lisesi’ne, başörtüsü sebebiyle alınmadı.
(Türkiye Gazetesi)
16 Haziran 1996
Edirne İmam Hatip Lisesi’nin orta kısmında okuyan bir kız öğrenci, Fen Lisesi imtihanına başörtülü olduğu gerekçesiyle alınmadı.
(Türkiye Gazetesi)
8 Temmuz 1996
TBMM de birinci parti durumunda olan Refah Partisi ile ikinci parti konumunda olan Doğruyol partisinin koalisyonu ile Refahyol iktidar oldu. Başbakanlık Kriz Yönetmeliği ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin imzalanmasıyla doğal afetler de dahil olmak üzere MGK’nın kriz olarak nitelendirdiği durumlarda MGK yaptırım uygulayabilecek üst yapı haline geldi. Bunun pratik ilk sonuçları 28 şubatta uygulanacaktı.
3 Eylül 1996
Ankara Üniversitesi, kayıt esnasında verilen başörtülü fotoğrafları kabul etmedi.
(Akit Gazetesi)
19 Ekim 1996
İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Hemşirelik bölümünde okuyan 70 tesettürlü öğrenciden 30’u başını açmadığı için topluca sınıfta bırakıldı. Okul müdürü Demir Tiryaki, bıyıklı olan birinin tıraş olup başörtüsü takabileceğini, tesettürlü öğrencinin erkek mi, yoksa kadın mı olduğunun anlaşılmasının güç olacağını söyledi.
(Yeni Şafak Gazetesi)
30 Kasım 1996
Üniversitede uzmanlık sınavını kazanan Doktor Şükran Erdem’in, Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde ana bilim dalı başkanı Kemal Alemdaroğlu tarafından mesai saatleri içinde müzeye kilitlendiği tespit edildi.
4 Aralık 1996
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı başkanı Kemal Alemdaroğlu, Şükran Erdem’e destek veren tüm gazete ve televizyon muhabirlerine ambargo koydu.
(Yeni Şafak Gazetesi)
- See more at: http://ak-der.org/1964-1997--genel-hatlariyla-basortusu-tarihcesi-.gbt#sthash.pEkCjfvN.dpuf